Karaman’da yoğun çalışma temposu nedeniyle çok fırsat bulamasam da vakit oldukça yazmaya benim gibi düşünen sessiz bir çoğunluğun düşüncelerini kelimelere aktarmaya çalışıyorum.
Geçtiğimiz hafta yine böyle yoğun tempoda çalışken telefonum çaldı.
Kim bilebilirdim ki, çalan telefon o kadar çok şeye gebe….
Telefonu cevapladığımda karşımdaki kişi Radyo ve Televizyon Üst Kurulundan arıyorum dediği an dikkat kesildim.
Anadolu Yayıncılar Derneği’nin RTÜK ve basın İlan Kurumu ile birlikte Ankara’da düzenleyeceği, Üst düzey yöneticilerin ve 81 ilden Radyo,Televizyon ve Gazetelerin temsilcilerinin de katılacağı “ Yeni İletişim Teknolojileri ve Yerel Medyanın Geleceği ” isimli bir sempozyuma davet edildim.
Peki dedim, hay hay…
Telefonu kapadım ama, her Karamanoğlu evladı gibi beni de bu kadar değerli insanın katılacağı ve Ankara’da olacak bu programı en iyi şekilde değerlendirme isteği ve heyecanı sardı.
Karaman’da sektörün sorun ve sıkıntılarını gerekli muhataplarına direkt olarak aktarabilecek, bunun yanı sıra 81 ilin önde gelen gazetecileri ile tanışma fırsatı bulacaktım. Kadim dostum ve gazetemizin ve haber sitemizin haber müdürü Ali Dağlı’yı çağırdım. Gerekli istişareleri ve planlamaları yaptık.
Ama içimden bir ses sürekli bana,
“Bu işin içine bir Karaman Koyunu, Bir memleket Tanıtım Oyunu koy ” diyordu.
Yine duramadım yaptım bir plan, Ankara yolunu tuttuk.
Ankara’da Anadolu Yayıncılar Derneği’nin düzenlemiş olduğu iki farklı çalıştaya katıldım.
İlk olarak “Yerel Medyanın Geleceği” adlı çalıştay Altındağ Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde gerçekleşti. Düzenlenen çalıştayta, dijital çağın medyada neden olduğu dönüşüm ve pandemi ile birlikte bu dönüşümün kazandığı ivmenin yarattığı yeni avantaj ve dezavantajlar, sektör temsilcileri ile kurumsal muhatapları tarafından masaya yatırıldı. 3 oturumda nihayete eren çalıştayda çok şey öğrendiğimi söyleyebilirim. Bu 3 oturum şu şekilde planlanmış:
1) ‘Ulusal-Yerel Medyanın Önemi ve Demokrasi’,
2) ‘Yerel Televizyonların Sorunları ve Geleceği’
3) ‘Yerel Gazete ve Radyoların Geleceği’
Oturumlara katılan sektör temsilcileri, medyada yaşanan dijital dönüşümle birlikte ortaya çıkan durumlara değindi. Özellikle ‘Yerel Gazete ve Radyoların Geleceği’ oturumuna moderatörlük yapan Hürriyet Ankara Haber Koordinatörü Deniz Gürel’in yaptığı tespit ve değerlemeler tam olarak sektörü anlatıyordu.
Sonrasında birkaç ulusal haber sitesinden de takip ettiğim gözlemlerimi ise şu şekilde aktarabilirim. Sayın Deniz Gürel, konuşmasında “Geleneksel medya devam etmeli” demişti. Evet bana göre de geleneksel medya devam etmeli. Günümüz her ne kadar dijitalleşme çağı olsa da televizyon, radyo, gazete ve dergiler, billboardlar bizim asıl haber kaynağımız ve olmazsa olmazlarımızdır. Bunu asla tamamen geleneksel medyaya bağlı kalmalıyız olarak düşünmeyin. Dijital medyanın her ne kadar hızlı bir ulaşım aracı doğru bir haber kaynağı olduğu iddia edilse de ben dijital medyadan “sosyal medya” kavramını cımbızla çekip almak istiyorum.
Evet sosyal medya… Çağımızda ne yazık ki bizi zincirleri arasına almış ve benim için “tehlikeli” olarak adlandırdığım bir bağımlılık aracı. Sanal medyada maliyetlerin çok düşüklüğü konusundaki ilk izlenimlerim aldatıcı ve tehlikeli olduğu kanısındayım.
Doğrusunu söylemek gerekirse sosyal medyada vakit geçirmeyi seviyorum fakat her zaman doğru bilgiye ulaşamayacağımızı da bilmemiz gerekir. Bu noktada ise bir gazeteci ve medya planlamacısı olarak geleneksel medyadan asla kopmamamız gerektiğini vurgulamak istiyorum.
Yerel medyanın sorunlarına gelecek olursak; bana göre en büyük sorunu bülten gazeteciliğinin ötesine geçememesi. Bugün herhangi bir yerel haber sitesine girip baktığınızda haberlerin çoğunluğunun resmî kurumların açıklamalarına / faaliyetlerine ilişkin olduğunu görmeniz kaçınılmazdır. Bu noktada ise halk kendi sorunlarını göremediği bir haberi okumayacağı aşikârdır.
***
Lafı uzatıp siz değerli okurlarımı da sıkmak istemeden kısaca ikinci çalıştaydan bahsetmek istiyorum. “Yeni İletişim Teknolojileri ve Yerel Medyanın Geleceği Çalıştayı” adlı çalıştaya katılma şerefinde bulundum. Bu nazik daveti tarafıma ilettikleri için tekraren teşekkür etmek istiyorum. RTÜK ve Anadolu Yayıncılar Derneği tarafından düzenlenen “Yeni İletişim Teknolojileri ve Yerel Medyanın Geleceği Çalıştayı” Turizm ve Kültür Bakanı Mehmet Ersoy ve RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in katılımı ile gerçekleşti. Burada da durum pek farklı değildi. Programlar farklı olsa da sorun hep aynıydı: “Yerel medyanın zayıflığı”
Anadolu Yayıncıları Derneğinin bir otelde gerçekleştirdiği çalıştaya; AK Parti Genel Başkanvekili Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Radyo Televizyon Üst Kurulu Başkanı Ebubekir Şahin, Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan katıldı. Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan, yerel medyanın güçlendirilmesine dikkat çekti.
AK Parti Genel Başkanvekili Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, siyasi hayatı boyunca yerel medyanın yanında olmaya gayret ettiğini belirtti. Sağ olsun var olsun. Bunu ilerleyen konuşmasında samimi bir şekilde hissettim.
Numan Kurtulmuş’un konuşmasından kısa bir detayı aktarmak istiyorum:
“Yerel medyanın gücü aslında ülkemizdeki demokrasinin de gücüdür. En zor zamanlarda, en zor virajlarda yerel medyanın neredeyse kahir ekseriyetinin sürekli milli iradeden yana olduğuna, Türkiye'nin bağımsızlığından yana olduğuna, demokrasinin güçlenmesinden yana olduğuna ve güçlü Türkiye istikametindeki yürüyüşe de her zaman destek verdiğine şahit olduk."
‘Ulusal ve yerel medyanın önemi’ adlı çalıştayda yerel televizyonların, radyoların ve gazetelerin sorunları ele alınırken, ‘Ulusal ve yerel medyanın geleceği’ adlı çalıştayda da gazeteciler, akademisyenler, kurum ve kuruluş temsilcileri konuyu enine boyuna tartıştı.
Hepsi birbirinden değerli protokol üyelerin katıldığı her iki çalıştay da çok verimli geçti. Bu çalıştayların organizasyon komitesinde yer almanın mutluluğu içerisindeyim. Vesile olanlara da teşekkür ederim.
Sempozyumlar ve toplantılar bitti, benim Koyun-Oyun meselesi hala aklımdan gitmedi…
Bir sonraki makalemde ise; Ankara’dabulunan Karamanlı yönetici ve temsilcilerimizdenve Koyun-Oyun meselesinden bahsedeceğim…