Çağımızın en büyük sorunu ve ucu hepimize dokunan hayati bir konudan bahsedeceğim.
Özellikle gençlerimiz için büyük bir tehdit olan madde bağımlılığı sadece içinde bulunduğumuz bu süreçte değil gelecek nesil gençlerini de ilgilendiren ciddi bir sorun olduğu kanaatindeyim.
Ülkemizde ve dahi Karaman’da Emniyet bu konuda canla başla mücadele ediyor. Peki, sadece emniyetin bir şeyler yapması yeterli mi?
HEDEFTE GENÇLER VAR!
Türkiye nüfusunun yüzde 15,3'ünü genç nüfus oluşturuyor. Konya ve Karaman illerinde nüfusunun yüzde 16,5'unu ise genç nüfus oluşturtmaktadır. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre 2021 yılı sonu itibarıyla Türkiye'nin toplam nüfusu 84 milyon 680 bin 273 kişi iken 15-24 yaş grubundaki genç nüfus 12 milyon 971 bin 289 kişi oldu. Genç nüfus, toplam nüfusun %15,3'ünü oluşturmakta. Türkiye'nin genç nüfus oranının %15,3 ile Avrupa Birliği üyesi 27 ülkenin genç nüfus oranlarından daha yüksek.
Bu bilgileri neden mi sizinle paylaştım. Çünkü ülkemiz genç nüfuslu bir ülke. Zehir tacirlerinin hedefi ise gençler…
RAKAMLAR KORKUTUCU
Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı'nın "Narkolog Raporu"na göre;
- 2021 yılında yapılan operasyonlarda Türkiye genelinde 264 bin 202 kişi gözaltına alındı.
- Erkeklerin yüzde 95,1 kadınların ise yüzde 4,9 hayatında en az bir kere uyuşturucu kullandı.
-2021 yılında 27 bin 779 "bağımlı", "kullanıcı" ve "gözaltına alınan şüpheli" analizini içermektedir.
- Kullanıcıların yüzde 86,7'si ailesinin yanında yaşadığını kaydediliyor.
Veriler oldukça ürkütücü. Ayrıca uyuşturucu maddeye başlama nedenleri arasında “eğlence/keyif” ile uyuşturucunun ilk temininde arkadaş/arkadaş çevresi/yakın çevre faktörlerindeki oranların yüksekliği hep birlikte aynı potada değerlendirildiğinde, genç yaştaki bekârların hedef olma potansiyelinin daha yüksek olduğu bir görünüm ortaya çıkmaktadır.
UYUŞTURUCU İLE MÜCADELEDE AİLENİN ROLÜ NEDİR?
Son madde “Kullanıcıların yüzde 86,7'si ailesinin yanında yaşadığını kaydediliyor.” demiştik ve yazımın başlarında ise emniyetin mücadelesi yeterli mi? diye sormuştum. İşte tam bu noktada ailenin devreye girmesi kaçınılmaz oluyor.
***
Çocuk ve aile ilişkisi hayat boyunca bir bütün içindedir. Ebeveynler çocuklarını her daim kontrol etmekle yükümlüdürler. Arkadaş çevresini bilmeli güvenilir olduğuna emin olmalıdır. Okula giderken veya gelirken gerekli kontroller usulünce yapılmalı ve onlara hissettirilmemelidir. Özellikle aile içinde şiddet, kargaşa ve huzursuzluktan kaçınılmamalı, onlara yansıtılmamalıdır. Bu konuda en başta ailelerin uyanık olması gerekiyor. Eğer gereken huzuru ve sevgiyi çocuklarına veremezlerse çocuk mutluluk verdiği sandığı ama aslında en başta kendisi ve toplum açısından zararlı olan ortamı dışarıda arayacaktır. Bu durumda bir gencin, çocuğun hayatının yok olmasına kadar gidebilir.
Aynı şekilde eğer birey bağımlı ise, ailesi tedavisi için asla maddi manevi olan hiçbir desteği esirgemeyerek her daim yanlarında olacaklarını hissettirmelidir.
Sözlerime şu şekilde son vermek istiyorum. Sevgili ebeveynler bu görevleri sadece emniyete bırakmakla tamamen çözüm elde edemeyiz. Lütfen uyanık ve duyarlı olalım. Şüpheli durumları emniyete bildirelim ve çocuklarımıza sahip çıkalım. Gençlerimizi zehirleyen tacircilere fırsat vermeyelim! Eğer erken müdahale edebilirsek en başta gençlerimizi ve kısa zamanda toplumu huzura kavuşturmak sizlerin elinde…