Tarihi yapılara ilgi duyanların ve keşfetmeyi seven herkesin mutlaka görmesi gereken yerler arasında Bıçakçı Köprüsü..
Kiminle bir muhabbete girsem Karaman’ı övmekle bitiremem. Haksız da sayılmam çünkü tarihi dokusu, doğal güzellikleri ve lezzetli mutfağıyla her zaman ilgi odağı olmayı hak eden kendisi küçük ama tarihi büyük bir şehirdir Karaman. Göksu nehrinin bereketiyle beslenen bu köprü ilginç hikâyesiyle Karaman’ın gözbebeği olmuş, kimi zaman da büyük acılara tanıklık etmiş.
Adım adım tarihin izini sürdüğümüz Karaman’da 6 gözden oluşan köprünün tarihi Karamanoğullarına kadar dayandığı söyleniyor. Köprünün hikayesini çok sevdiğim bir tarihçi dostumdan duyduğum kadarıyla size anlatmak istiyorum.
Bir köprüye bir bıçak..
Evet, yanlış duymadınız. Bir bıçağın maliyeti ne kadar edebilir, bir köprünün yapımındaki emeği karşılar mı? Şimdilerde böyle bir hikâye duymanız neredeyse imkânsız. Eee biz de boşuna demiyoruz ne varsa eskilerde var diye.
Vaktiyle Bucakışla yöresinde Mehmet isminde zengin bir bey ölür. Mehmet Bey’in eşi ise kocasının isminin her daim anılmasını ister ve onun adına bir hayrat yaptırmaya karar verir. Bir mühlet sonra Göksu Nehri’ne bir köprü yaptırmak ister ve bir usta ile inşa etmesi üzerine anlaşma yapar. Ustalık ve malzeme masrafları ustaya, diğer masraflar (yeme-içme vs.) kadına aittir.
Bir vakitten sonra usta köprü yapımını bitirir. Mehmet Ağa’nın avlusunda kurbanlar kesilir ve bir davet düzenlenir. Davetin ardından ise hesap vakti gelir çatar. Usta, kadının yanına emeğinin karşılığını almak için gider. Kadın ustaya bir kese içerisinde emeğinin karşılığını verir. Lakin o sırada ustanın gözü duvarda asılı olan bir bıçağa takılır. Usta keseyi geri çevirir ve onun yerine bıçağı almak istediğini dile getirerek “Ben para pul istemem, bana duvarda asılı bıçağı ver helalleşelim” der. Kadın ise bıçağın manevi bir değerinin olduğunu ve veremeyeceğini söyler. Fakat ne kadar dil dökse de nafiledir. Usta laf dinlemez ille de bıçak der başka bir şey demez.
Kadın ise biraz düşünür ve ‘Bir hayır işi yapıyorum gönülsüz olmasın’ diyerek bıçağı ustaya vermeyi kabul eder. Bu olay üzerine köprünün adı BIÇAKÇI KÖPRÜSÜ olarak anılmıştır.
14. yy’da Karamanoğulları döneminde inşa edilen Bıçakçı Köprüsü 700 yıldan fazla zamandır ayakta kalmayı başarmıştır.
Bucakışla tarafına yolunuz düşerse doğal güzelliği ile mest eden bu tarihi köprüden mutlaka geçin ve bu hikayeyi hatırlayın.