Kitre, Anadolu’da yetişen ‘geven’ otunun gövdesinden sızan ve havada katılaşan yapışkan özellik gösteren öz suyuna verilen addır. Kitre bebeğe ismini vermesi; ana malzemesi oluşundan ve yapılan bebeklerin yüz ifadesini oluşturmak için kitre maddesi kullanılması gerekliliğinden kaynaklanıyor. Kitre bebeğin en önemli özelliği Türk kültür ve folklorunu kompozisyonlar halinde yaşatması ve tüm dünyaya sunmasıdır. Dünyada sadece ülkemizde olması ve Anadolu’ya has oluşu onu diğer sanatlardan ayıran önemli niteliklerin başında geliyor.
10 yıldır kitre bebek sanatı ile uğraşan Filiz Sertan Kızıl, Karaman’ın tek usta kitre bebek öğreticisi. Kızıl, tesadüfen tanıştığı bu sanatı çok sevdiğini ve bu sanatı yaşatmak için çabaladığını ifade ediyor. Filiz Sertan Kızıl ile kitre bebek sanatı üzerine bir röportaj gerçekleştirdik. Keyifli okumalar..
“KİTRE BEBEĞİ ARAŞTIRMADAN YAPAMAZSINIZ”
1971 Almanya doğumluyum. Gurbetçi bir ailenin kızıyım. 1984’de kesin dönüş yaptım Karaman’a. Liseyi burada bitirdim ve daha sonrasında evlendim. Normalde yaptığım iş gereği şu anda çok donanımlıyım ama evlendiğimden itibaren çoğu şeyi görmeye başladım. Eşimin ailesini, anneannesini, yaşadığı yeri, kerpiç evini, aşenesini, karaman kültürünü, şivesini orada öğrendim.
Kitre bebek işine girdikten sonra araştırmaya başladım. Kitre bebeği araştırmadan yapamazsınız. Özellikle yöresel çalıştığım için araştırmalıydım. İnternetten olsun, ansiklopedilerden olsun, büyüklerimizden olsun arayıp soruyorum ve her türlü kaynaktan yararlanıyorum.
“TESADÜFEN BAŞLADIM, ŞİMDİ MESLEĞİM OLDU”
Yıllar evvel bir kitre bebek kursuna tesadüfen katıldım. Eski Belediye Başkanımızın eşi Hilal Uğurlu öncülük etti kitre bebeğe ve Karaman’a getirdi. O zaman girdim bu işe bir daha çıkamadım. Kitre bebeği o şekilde tanıdım. Geliştirdim, araştırdım daha sonra usta öğretici oldum ve halk eğitimden belgemi de aldım. Geçen yıl Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi’nde geleneksel el sanatlarını okuyup bitirdim. 8-9 yıldır da kitre bebek yapıyorum. Emekli oldum hala çalışıyorum. 7 yıldır halk eğitimde, belediye bünyesinde usta öğretici olarak çalışıyor, kitre bebek, taş bebek ve beraberinde temalı çalışmalarda maket minyatür (diorama) kursları veriyorum.
“KARADAĞ’IN ETRAFI KİTRENİN HAMMADDESİ İLE KAPLI”
Kitre bebeğin ana malzemesi kitre (gevenotu özü) ve pamuktur. Bebeğin iskeleti, telden oluşturulup, el, yüz ve ayaklar da kitre ve pamuğun çok aşamalı işlenmesi sonucu büyük sabır ve emekle en az 4 haftada ortaya çıkmaktadır. En son boyama, saç, sakal yapımı, ellerimizle diktiğimiz kıyafetleri, giydirme ve montajı ile son şeklini alır. Çalışma eğer temalıysa, yapım süresi bir o kadar daha uzayabilmektedir.
Kitre, Anadolu bozkırlarında yetişen bir bitkidir. Hatta Karadağ’da geven otu kaplı. Dikenli bir bitki. Bunun belirli bir yerine çizik atıyorlar. Nasıl çam sakızı akar, o şekilde sertleşiyor akan öz suyu. Kitrenin geven otu öz suyu. Biz aktarlardan satın alıyoruz. Kitrenin kilosunu şu anda Karaman’da 400-500 TL’ye bulabiliyoruz. Konya’da 700-800 TL’ye İstanbul’da daha pahalı. Çok pahalı ama bereketli bir madde. Az bir şey alıp onu sulandırdığınız zaman çalışma yapabiliyorsunuz.
Kitreyi biz sulandırdığımız zaman sıcak su ile 1 gün bekletiyoruz ve kayganlaşıyor. Onu süzgeçten geçiriyoruz. Daha sonra pamuğa şekil vererek çalışıyoruz. Ana maddesi pamuk ve kitre.
“KİTRE BEBEK HAKETTİĞİ DEĞERİ GÖRMÜYOR”
Ticari boyutuna biz bir türlü gelemedik. Çünkü kitre bebek çok pahalı aslında. Piyasada ucuzları da var. Mesela kursta yapıyorlar internete koyuyorlar. Çok kaliteli olmayan bebekler var. 200-250 TL civarında satıyorlar ama siz 2 ay uğraştığınız emeği bu fiyata satmazsınız zaten. Karaman’ın sanata bakış açısı biraz dar. Fiyatını söylediğiniz zaman çok pahalı buluyorlar.
“BU İŞİ YAPAN TÜRKİYE’DE SADECE 4 KİŞİ VARDI”
Kitre bebek bir Cumhuriyet dönemi sanatıdır. İlk olarak Türkiye’nin ilk kadın sanatkarı, Halide Edip Adıvar’ında yakın dostu olan Zehra Müfit Saner tarafından, Atatürk'ün de desteği ile yapılmaya başlanmıştır. Zehra Hanım ayrıca yine Türkiye’nin ilk kadın sanat atölyesi kurucularındandır.
Zehra Müfit’ten sonra onun öğrencileri bu sanatı sürdürmeye çalışsa da, zamanla bir on yıl öncesine kadar maalesef yok olmaya yüz tutmuş sanatlar arasında yerini almıştır.
Son on yılda Türkiye de belki sadece 4-5 kişinin ancak uğraştığı bu sanat, hareketlilik göstermeye ve değer görmeye başlamıştır.
Ben bu işe başladığımda sadece 4 kişi vardı Türkiye genelinde, ama şimdi çoğaldı. Yapım aşaması yayınlayan hocalarımız var. Oralardan da bakıp bu işi yapmaya çalışan insanlar oluyor. Beni de arayanlar oluyor, bu işi bana öğretir misiniz diye. Uzaktan kitre bebek eğitimi zor gelir, çok yetenek lazım.
“KİTRE BEBEK İLE KARAMAN’I TANITIYORUZ”
Ben elimden geldiğince sosyal medyada paylaşarak tanıtmaya çalışıyorum. Başarılı olduğuma da inanıyorum. Zaten yaptığımız işlerin haberlere de düşmesiyle büyük tanıtım oluyor.
İlk olarak 2017 yılında Gaziantep Belediyesi tarafından aranarak, kursiyerlerimle birlikte yapmış olduğumuz eserlerle Oyuncak Müzesi Uluslararası Bebek Çalıştayına katıldım. Çok beğenildi ve ertesi yıl yine davet edildik. Daha sonra uluslararası boyutta Gelibolu Altın Sardalya festivalinde, Büyükçekmece festivalinde, en son bu yaz ikinci kez Ankara Altınköy de Karamanımızı temsilen yerimizi aldık.
“KARAMAN’DA NEDEN BİR KİTRE BEBEK MÜZESİ OLMASIN?”
Aslında bir müze bir planımız var. Bir bebek müzesi olabilir ki öyle müzeler var. Tanıdıklarım var yapmışlar ve başarılı da olmuşlar. Biz neden olmayalım. Çünkü hiç durmaksızın bebek yapıyoruz. Müze açacak kadar şimdiye kadar çok bebek yaptım. Daha netleşmedi ama olursa iyi olur. Çünkü Karaman’da böyle bir müze ihtiyacı var. Biz orada Karaman’a ait ne varsa canlandırıyoruz. Çocukların ilgisini de çekiyor seve seve geliyorlar.
“DİĞER ADI BELGESEL BEBEK”
Kitre bebek araştırmaya, gözlemlemeye dayalı bir sanat olduğun için diğer bir adı da belgesel bebektir. Çalışmalarımız tamamen kendi tasarımlarımdan oluşmakta, kursiyerlerimin de üstün çabalarıyla. Bunca yıldır kurslarımızda bir tek taklit bebek yapılmamıştır. Hepsi genellikle Karaman yöresine özgün çalışmalardır. Karamanoğlu Mehmet Bey, Yunus Emre, Piri Reis, Mümine Hatun, Muammer Baran, aşenede mayalı yapımı, arabaşı sofrası gibi...
Kitre bebeklerle bir halkın kültürü, gelenek ve görenekleri, tarihi ve tarihi karakterleri yansıtılabilmekte, kısacası, geçmiş günümüze yansıtılmaktadır. En çokta çocukların ilgisini çeken bu sanat, onları tarihi ve kültürel masalımsı bir gezintiye çıkarmaktadır. Böylelikle hem öğrenip, hem de eğlenmektedirler.
“KİTRE BEBEK, İÇERİSİNDE BİRÇOK MESLEK DALLARI BARINDIRIYOR”
Karamanlı kadınlar benim gibi olmak tabi ki istiyorlar. Ama yetenek lazım. Bu işte bir heykeltıraşlık yeteneği gerekiyor. Ben resim yapabildiğim için, heykel de denedim kendi çapımda eğitim almadım ama onu da güzel yaptım. Kitre bebeği tam anlamıyla güzel yapabilmek için yetenek gerekli. Öğrencilerim çok çaba sarf ediyor. Burada biz birbirimize de bir şeyler öğretiyoruz. Kitre bebekte heykeltıraşlık var, kuaförlük var, terzilik var, ressamlık var. O kadar çok şey var ki. Bir de yaptığımız sanata saygı duyulmasını istiyorum.
Haber: Hafize Çiğdem Koçaker
10 yıldır kitre bebek sanatı ile uğraşan Filiz Sertan Kızıl, Karaman’ın tek usta kitre bebek öğreticisi. Kızıl, tesadüfen tanıştığı bu sanatı çok sevdiğini ve bu sanatı yaşatmak için çabaladığını ifade ediyor. Filiz Sertan Kızıl ile kitre bebek sanatı üzerine bir röportaj gerçekleştirdik. Keyifli okumalar..
“KİTRE BEBEĞİ ARAŞTIRMADAN YAPAMAZSINIZ”
1971 Almanya doğumluyum. Gurbetçi bir ailenin kızıyım. 1984’de kesin dönüş yaptım Karaman’a. Liseyi burada bitirdim ve daha sonrasında evlendim. Normalde yaptığım iş gereği şu anda çok donanımlıyım ama evlendiğimden itibaren çoğu şeyi görmeye başladım. Eşimin ailesini, anneannesini, yaşadığı yeri, kerpiç evini, aşenesini, karaman kültürünü, şivesini orada öğrendim.
Kitre bebek işine girdikten sonra araştırmaya başladım. Kitre bebeği araştırmadan yapamazsınız. Özellikle yöresel çalıştığım için araştırmalıydım. İnternetten olsun, ansiklopedilerden olsun, büyüklerimizden olsun arayıp soruyorum ve her türlü kaynaktan yararlanıyorum.
“TESADÜFEN BAŞLADIM, ŞİMDİ MESLEĞİM OLDU”
Yıllar evvel bir kitre bebek kursuna tesadüfen katıldım. Eski Belediye Başkanımızın eşi Hilal Uğurlu öncülük etti kitre bebeğe ve Karaman’a getirdi. O zaman girdim bu işe bir daha çıkamadım. Kitre bebeği o şekilde tanıdım. Geliştirdim, araştırdım daha sonra usta öğretici oldum ve halk eğitimden belgemi de aldım. Geçen yıl Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi’nde geleneksel el sanatlarını okuyup bitirdim. 8-9 yıldır da kitre bebek yapıyorum. Emekli oldum hala çalışıyorum. 7 yıldır halk eğitimde, belediye bünyesinde usta öğretici olarak çalışıyor, kitre bebek, taş bebek ve beraberinde temalı çalışmalarda maket minyatür (diorama) kursları veriyorum.
“KARADAĞ’IN ETRAFI KİTRENİN HAMMADDESİ İLE KAPLI”
Kitre bebeğin ana malzemesi kitre (gevenotu özü) ve pamuktur. Bebeğin iskeleti, telden oluşturulup, el, yüz ve ayaklar da kitre ve pamuğun çok aşamalı işlenmesi sonucu büyük sabır ve emekle en az 4 haftada ortaya çıkmaktadır. En son boyama, saç, sakal yapımı, ellerimizle diktiğimiz kıyafetleri, giydirme ve montajı ile son şeklini alır. Çalışma eğer temalıysa, yapım süresi bir o kadar daha uzayabilmektedir.
Kitre, Anadolu bozkırlarında yetişen bir bitkidir. Hatta Karadağ’da geven otu kaplı. Dikenli bir bitki. Bunun belirli bir yerine çizik atıyorlar. Nasıl çam sakızı akar, o şekilde sertleşiyor akan öz suyu. Kitrenin geven otu öz suyu. Biz aktarlardan satın alıyoruz. Kitrenin kilosunu şu anda Karaman’da 400-500 TL’ye bulabiliyoruz. Konya’da 700-800 TL’ye İstanbul’da daha pahalı. Çok pahalı ama bereketli bir madde. Az bir şey alıp onu sulandırdığınız zaman çalışma yapabiliyorsunuz.
Kitreyi biz sulandırdığımız zaman sıcak su ile 1 gün bekletiyoruz ve kayganlaşıyor. Onu süzgeçten geçiriyoruz. Daha sonra pamuğa şekil vererek çalışıyoruz. Ana maddesi pamuk ve kitre.
“KİTRE BEBEK HAKETTİĞİ DEĞERİ GÖRMÜYOR”
Ticari boyutuna biz bir türlü gelemedik. Çünkü kitre bebek çok pahalı aslında. Piyasada ucuzları da var. Mesela kursta yapıyorlar internete koyuyorlar. Çok kaliteli olmayan bebekler var. 200-250 TL civarında satıyorlar ama siz 2 ay uğraştığınız emeği bu fiyata satmazsınız zaten. Karaman’ın sanata bakış açısı biraz dar. Fiyatını söylediğiniz zaman çok pahalı buluyorlar.
“BU İŞİ YAPAN TÜRKİYE’DE SADECE 4 KİŞİ VARDI”
Kitre bebek bir Cumhuriyet dönemi sanatıdır. İlk olarak Türkiye’nin ilk kadın sanatkarı, Halide Edip Adıvar’ında yakın dostu olan Zehra Müfit Saner tarafından, Atatürk'ün de desteği ile yapılmaya başlanmıştır. Zehra Hanım ayrıca yine Türkiye’nin ilk kadın sanat atölyesi kurucularındandır.
Zehra Müfit’ten sonra onun öğrencileri bu sanatı sürdürmeye çalışsa da, zamanla bir on yıl öncesine kadar maalesef yok olmaya yüz tutmuş sanatlar arasında yerini almıştır.
Son on yılda Türkiye de belki sadece 4-5 kişinin ancak uğraştığı bu sanat, hareketlilik göstermeye ve değer görmeye başlamıştır.
Ben bu işe başladığımda sadece 4 kişi vardı Türkiye genelinde, ama şimdi çoğaldı. Yapım aşaması yayınlayan hocalarımız var. Oralardan da bakıp bu işi yapmaya çalışan insanlar oluyor. Beni de arayanlar oluyor, bu işi bana öğretir misiniz diye. Uzaktan kitre bebek eğitimi zor gelir, çok yetenek lazım.
“KİTRE BEBEK İLE KARAMAN’I TANITIYORUZ”
Ben elimden geldiğince sosyal medyada paylaşarak tanıtmaya çalışıyorum. Başarılı olduğuma da inanıyorum. Zaten yaptığımız işlerin haberlere de düşmesiyle büyük tanıtım oluyor.
İlk olarak 2017 yılında Gaziantep Belediyesi tarafından aranarak, kursiyerlerimle birlikte yapmış olduğumuz eserlerle Oyuncak Müzesi Uluslararası Bebek Çalıştayına katıldım. Çok beğenildi ve ertesi yıl yine davet edildik. Daha sonra uluslararası boyutta Gelibolu Altın Sardalya festivalinde, Büyükçekmece festivalinde, en son bu yaz ikinci kez Ankara Altınköy de Karamanımızı temsilen yerimizi aldık.
“KARAMAN’DA NEDEN BİR KİTRE BEBEK MÜZESİ OLMASIN?”
Aslında bir müze bir planımız var. Bir bebek müzesi olabilir ki öyle müzeler var. Tanıdıklarım var yapmışlar ve başarılı da olmuşlar. Biz neden olmayalım. Çünkü hiç durmaksızın bebek yapıyoruz. Müze açacak kadar şimdiye kadar çok bebek yaptım. Daha netleşmedi ama olursa iyi olur. Çünkü Karaman’da böyle bir müze ihtiyacı var. Biz orada Karaman’a ait ne varsa canlandırıyoruz. Çocukların ilgisini de çekiyor seve seve geliyorlar.
“DİĞER ADI BELGESEL BEBEK”
Kitre bebek araştırmaya, gözlemlemeye dayalı bir sanat olduğun için diğer bir adı da belgesel bebektir. Çalışmalarımız tamamen kendi tasarımlarımdan oluşmakta, kursiyerlerimin de üstün çabalarıyla. Bunca yıldır kurslarımızda bir tek taklit bebek yapılmamıştır. Hepsi genellikle Karaman yöresine özgün çalışmalardır. Karamanoğlu Mehmet Bey, Yunus Emre, Piri Reis, Mümine Hatun, Muammer Baran, aşenede mayalı yapımı, arabaşı sofrası gibi...
Kitre bebeklerle bir halkın kültürü, gelenek ve görenekleri, tarihi ve tarihi karakterleri yansıtılabilmekte, kısacası, geçmiş günümüze yansıtılmaktadır. En çokta çocukların ilgisini çeken bu sanat, onları tarihi ve kültürel masalımsı bir gezintiye çıkarmaktadır. Böylelikle hem öğrenip, hem de eğlenmektedirler.
“KİTRE BEBEK, İÇERİSİNDE BİRÇOK MESLEK DALLARI BARINDIRIYOR”
Karamanlı kadınlar benim gibi olmak tabi ki istiyorlar. Ama yetenek lazım. Bu işte bir heykeltıraşlık yeteneği gerekiyor. Ben resim yapabildiğim için, heykel de denedim kendi çapımda eğitim almadım ama onu da güzel yaptım. Kitre bebeği tam anlamıyla güzel yapabilmek için yetenek gerekli. Öğrencilerim çok çaba sarf ediyor. Burada biz birbirimize de bir şeyler öğretiyoruz. Kitre bebekte heykeltıraşlık var, kuaförlük var, terzilik var, ressamlık var. O kadar çok şey var ki. Bir de yaptığımız sanata saygı duyulmasını istiyorum.
Haber: Hafize Çiğdem Koçaker