Karaman’da 40 yıllık saat ustası Ahmet Özakın, 11 metrekarelik dükkânda saat tamir ederek zanaatını ayakta tutmaya çalışıyor.
1981 yılında bir saatçide çırak olarak işe başlayan Ahmet Özakın, “ Babam beni sanat öğrensin diye bu mesleğe verdi. 40 yıldır bu iş içindeyim. Emekli oldum ama işimi bırakmadım hala devam ediyorum.” dedi.
Saat tamirciliğinin eskisi kadar rağbet görmediğini belirten Ahmet Usta, mesleğin teknolojiye yenik düştüğünü belirtti. Yıllardır çırak bulamadığını ve kendisinden sonra bırakabileceği kimsenin olmadığını ekledi. Özakın, mesleğe başlama hikâyesini şu şekilde anlattı: “Babam beni sanata yöneltmek için ve bir mesleğim olsun diye saat tamircisinin yanına çırak olarak verdi. 40 yıldır ben bu mesleğin ekmeğini yiyorum. Emekli oldum ama halen devam ediyorum. Dijitale döndü artık akıllı saatler çıktı. Bazen işlerimiz çok iyi oluyor bazen duruyor. Benden sonra bu mesleği yapacak kimsem yok. Çocuklarımın hepsi okudu, dükkâna dahi girmediler.”
“25 YILDIR ÇIRAK YETİŞTİREMİYORUM”
Saatçi Ahmet Özakın, mesleğin başlarında çırak yetiştirdiğini fakat onlarında okuyup devam etmediklerini söyledi. 25 yıldır çırak yetiştiremediğini ve mesleğin zamanla fazla rağbet görmediğini belirten Özakın; “Karaman’da toplamda 11-12 saatçiyiz. Eskiden antika, kurmalı ve otomatik saatler vardı. Bunun dışında masa saatleri ve duvar saatleri vardı. O zamanlar tamir işleri çok yoğun olurdu. Şimdi artık pil ve elektriğe döndü. Özellikle telefonlar çok etkiledi. Herkes telefondan saate bakıyor. Kolunda saati olsa bile sadece aksesuardan ibaret. Bozuk olmasını umursamıyorlar. Şimdi bu mesleğe yapmayanlar bile saat satıyor. Bakkallar, marketler, sarraflar. En çok da bu etkiliyor bizim mesleği. Zaten çırak da bulamıyoruz. 25 yıldır çırak yetiştiremiyorum.” dedi.
“BİZİM MESLEK RİSKLİ”
Mesleğinin riskli olduğunu ifade eden Ahmet Usta, başından geçen bir olayı şu şekilde anlattı: “Bizim meslek baya riskli. Beni yetiştiren ustam Durmuş Akın 81 yaşında çok iyi adam. Esnaflığımı, sanatımı ve insanlığımı ben ustamdan öğrendim. Mesleğin riski şurada: Hırsızlık mal geliyor. Ustamız varken bir olay başıma gelmişti. Bir görme engelli bir amca vardı. Bize yüklü miktarda saat getirdi satmak için. Ustama almayalım dedim. Ustamda bana “Gözleri görmüyor, çalacak değil” dedi ve aldık. 3-5 gün geçti polisler geldi dükkâna. Böyle bir olay geçmişti başımdan. Bunun dışında müşterilerimle ufak tefek olaylar oluyor. Bizim meslek riskli bir meslek.”
Artık meslekte çırak yetişmediğini ve mesleğin bitme noktasına geldiğini vurgulayan Özakın, mesleğini kimseye bırakamayacağı için üzgün olduğunu belirtti. Ahmet Usta, her ne kadar çırak yetiştiremese de zaman kavramı oldukça mesleğin direneceğini belirterek konuşmasına son verdi.
1981 yılında bir saatçide çırak olarak işe başlayan Ahmet Özakın, “ Babam beni sanat öğrensin diye bu mesleğe verdi. 40 yıldır bu iş içindeyim. Emekli oldum ama işimi bırakmadım hala devam ediyorum.” dedi.
Saat tamirciliğinin eskisi kadar rağbet görmediğini belirten Ahmet Usta, mesleğin teknolojiye yenik düştüğünü belirtti. Yıllardır çırak bulamadığını ve kendisinden sonra bırakabileceği kimsenin olmadığını ekledi. Özakın, mesleğe başlama hikâyesini şu şekilde anlattı: “Babam beni sanata yöneltmek için ve bir mesleğim olsun diye saat tamircisinin yanına çırak olarak verdi. 40 yıldır ben bu mesleğin ekmeğini yiyorum. Emekli oldum ama halen devam ediyorum. Dijitale döndü artık akıllı saatler çıktı. Bazen işlerimiz çok iyi oluyor bazen duruyor. Benden sonra bu mesleği yapacak kimsem yok. Çocuklarımın hepsi okudu, dükkâna dahi girmediler.”
“25 YILDIR ÇIRAK YETİŞTİREMİYORUM”
Saatçi Ahmet Özakın, mesleğin başlarında çırak yetiştirdiğini fakat onlarında okuyup devam etmediklerini söyledi. 25 yıldır çırak yetiştiremediğini ve mesleğin zamanla fazla rağbet görmediğini belirten Özakın; “Karaman’da toplamda 11-12 saatçiyiz. Eskiden antika, kurmalı ve otomatik saatler vardı. Bunun dışında masa saatleri ve duvar saatleri vardı. O zamanlar tamir işleri çok yoğun olurdu. Şimdi artık pil ve elektriğe döndü. Özellikle telefonlar çok etkiledi. Herkes telefondan saate bakıyor. Kolunda saati olsa bile sadece aksesuardan ibaret. Bozuk olmasını umursamıyorlar. Şimdi bu mesleğe yapmayanlar bile saat satıyor. Bakkallar, marketler, sarraflar. En çok da bu etkiliyor bizim mesleği. Zaten çırak da bulamıyoruz. 25 yıldır çırak yetiştiremiyorum.” dedi.
“BİZİM MESLEK RİSKLİ”
Mesleğinin riskli olduğunu ifade eden Ahmet Usta, başından geçen bir olayı şu şekilde anlattı: “Bizim meslek baya riskli. Beni yetiştiren ustam Durmuş Akın 81 yaşında çok iyi adam. Esnaflığımı, sanatımı ve insanlığımı ben ustamdan öğrendim. Mesleğin riski şurada: Hırsızlık mal geliyor. Ustamız varken bir olay başıma gelmişti. Bir görme engelli bir amca vardı. Bize yüklü miktarda saat getirdi satmak için. Ustama almayalım dedim. Ustamda bana “Gözleri görmüyor, çalacak değil” dedi ve aldık. 3-5 gün geçti polisler geldi dükkâna. Böyle bir olay geçmişti başımdan. Bunun dışında müşterilerimle ufak tefek olaylar oluyor. Bizim meslek riskli bir meslek.”
Artık meslekte çırak yetişmediğini ve mesleğin bitme noktasına geldiğini vurgulayan Özakın, mesleğini kimseye bırakamayacağı için üzgün olduğunu belirtti. Ahmet Usta, her ne kadar çırak yetiştiremese de zaman kavramı oldukça mesleğin direneceğini belirterek konuşmasına son verdi.
AHMET CİGİM BENİM BACANAK BORCUNU ÖDEDİMİ
Durmuş amca ,Ahmet abi ve çocukluğumun saatçisi eski sulu park karşısında ufak bir yeri olan Zeki abi hepside Allah razı olsun efendi, esnaf insanlardı.. Sevgilerle
Önümüzdeki 10 yıl içinde teknoloji gittikçe gerileyecek. Merak etmesin çok yakında eski günlerine dönecekler...