Necati Şenok, 41 yaşında bir sanatçı. Küçük yaşlarda başlayan sanat aşkı hem bakış açısını hem de yaşam tarzını değiştirdi. Sanatçı olunur mu yoksa sanatçı doğulur mu? Soruna kendisinin doğuştan yeteneği olduğuna inananlardan birisi. İmaret Gazetesi Haber Müdürü Ali Dağlı’nın sorularını cevaplayan Necati Şenok ile heykeltıraş üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Necati Şenok Kimdir sizi tanıyabilir miyiz?
Selamlar efendim, ben 1981’de Karaman’da doğdum. Köken olarak ailemde yıllar önce balkanlara göç ettirilen ve mübadeleyle geri gelen Karamanoğulları halklarından, bu şehrin yerlilerindendir. Çocukluğum, gençliğim bu topraklarda geçti ve üniversite eğitimi dışında yaşamımın büyük bir bölümünü burada yaşadım ve eğitim sürecimi tamamladıktan sonra geri döndüm halen Karaman’da yaşamımızı ve sanatsal çalışmalarımızı devam ettirmekteyiz.
Sanat alanında son derece başarılı heykel çalışmalarınızla tanılıyorsunuz, çıktığınız bu sanat yolculuğu serüveninizi anlatır mısınız?
Hani derler ya sanatçı olunmaz doğulur… Buna benzer bir hikâyem var aslında. O günleri çok net hatırlıyorum küçük yaşlarda elimize kalem kâğıdı almamızla beraber çok iyi hissetmiştim. Gördüğüm her şeyi çizmeye başlamıştım. Çocuk bakış açısıyla hatta bu yönüm ailemin beni yanlış yönlendirmesine bile neden olmuştur ama sonradan yola tekrar girdik diyebilirim çizimlerim yazmam okumam çok erken yaşlarda başladığı için 5 yaşında okula yazdırmışlar. Oyun çağında sokaklar yerine sınıfta oldum ama bir kulağım hocayı dinlerken ben defterimde kendi oyun âlemimdeydim. Hep resim yaptım başlangıç böyle olunca da tabi alışkanlıklara dönüştü. Benliğim orda var oldu sanırım ve ilk orta lise dönemindeki bütün ders kitaplarımın boşlukları resimlerle doluydu. Haliyle başarılı olduğum söylenemezdi bulduğum bütün yumuşak malzemelere şekil vermeye çalışırdım. Bu benim için dünyanın en güzel uğraşıydı derken yola girdik. Zaten hep bu yoldaymışız aslında…
Heykeltıraşlık için özel bir eğitim aldınız mı? İlk sanatsal çalışmanızı bizimle paylaşır mısınız?
Evet çok değerli hocalarımızdan eğitimler aldık bunun dışında çok değerli üstatların atölyelerinin tozunu solumuşluğumuz var diyebilirim. Eğitimime Adana’da Çukurova Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde seramik ve heykel öğrenerek başladım daha sonra yine aynı üniversitede cam heykeller üzerine yüksek lisans çalışması yaptım. Şu an da Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi Arkeoloji bölümünde antik dönem heykellerinin deneysel arkeoloji disiplininde tekrar canlandırılması gibi bir konu üzerinde bir yüksek lisans çalışmamız daha var. İlk sanatsal çalışmalarımız eğitim dönemlerimizin başlarında değerli hocalarımızın gözetiminde başladı onların projelerinde çalıştık Türkiye’nin birçok yerine rölyefler heykeller ve anıt çalışmalarımız oldu.
Yapmak isteyip de yapamadığınız projeleriniz, heykelleriniz oldu mu?
Tabii ki her istediğini yapamıyor insan ama yapamamak derken aslında ilhamlar geldiğinde illaki bir yerde patlıyor dışarı çıkıyor ama şehrin bir yerinde göremeyebilirsiniz kendimize yapıyoruz. Zamanı gelince projelerimiz değerlendirilir, halkın içine karışır. karaman için de hayal ettiğim hatta küçük modelini yaptığım özel anıt çalışmalarım var dediğim gibi zamanı geldiğinde toplumun sanatsal bakış açıları estetik algısı değiştiğinde daha açıkçası biraz daha feraha erdiğimizde sanatın insanlar için daha da bir ihtiyaç haline geldiğinde vücut bulacaklarını düşünüyorum…
Gözlemlediğimiz kadarıyla yapmış olduğunuz çalışmalarla Karaman tarihine oldukça önem veriyorsunuz, ilham kaynağınızın tarih olduğunu söyleyebilir miyiz?
Aslında sizlerin gördüğü çalışmalarımız belediyelerin ya da valiliklerin bizden istediği siparişler diyebiliriz o yüzden böyle düşünmeniz normal, daha derinlerimizde kendi özel çalışmalarımız esas bizi oluşturan fikirlerin sanat eseri dediğimiz objelere dönüşmüşleri de var. Son dönemlerde belediyeler şehirleri çağa ayak uydurmak adına sanatsal çalışmaları değerlendiriyorlar daha doğrusu çağın yansımaları insanların beğenilerini oluşturan fıkır obje ya da enerjilerin dışavurumunu ve bu bağlamda öncelikleri şehirlerin sahip olduğu değerleri ön plana çıkarmak oluyor bizlerde gelen talepler doğrultusunda düzgün işler yapmaya çalışıyoruz Karaman Belediyesi öncelikle bizden meşhur elmamızı istedi onu çalıştık şimdilerde yine değerli büyüklerimizin koca koca heykellerini çalışıyoruz… Gelişen bir şehir Karaman… Sanat dediğimiz anlamda da gelişmeler hızlı…
Mesleğinizi icra ederken zorlandığınız zamanlar oluyor mu detaylı bir iş olarak görüyor musunuz? Size bu konularda destek olan kurumlar var mı?
Siparişlerimizden bahsettik. O işler bizi teknik anlamda fiziksel olarak yorar tabi sanatkârın takıntılı diye tanımlanan bakış acısı işi en güzeli yapmaya iter. Misal tek bir elma çalışırken etrafında yüzlerce kez döndüğümü biliyorum. Form yuvarlak ama portakal da bir güneş de elmada onun diğerlerinden ayıran özellikleri görmek koymak için uğraşıyoruz. Kimlik kazandırma çabası bu, siz orda mükemmel yaratılmış bir objeyi kopyalarken çamura taşa metale cama ne çalıyorsanız çalıştığınız malzemenin şekillendirirken ki zorlukları dışında kimliği alıp yapıştırmanız gerekir bu biraz sancılı bir dönem diyebilirim ama iş oraya çıkınca çocuğunu kucağına almış bir annenin hissini de yaşatır paha biçilemez bir enerjidir. Bunun dışında kendi fikirlerimizin ilhamların vücut bulduğu yoldan gelen şeylerde var. İş de o işlerde sanatçı işin üzerinde yol alırken yoldan sapmalar olur geri gelmeler olur, iş başka bir işi doğurur, fikir hiç düşünmediğiniz başka fikre evrilir. Heykeli yapan sanatçıyı eğitir ve tek bir fikirle çıkarsınız iş oluncaya kadar 4’üz olur 5 olur 10 olur 50 heykel beraberinde çıkar iş gelişir sanatçıyı da peşine takar geliştirir. Bize destek olan kurum canım kendimizdir. İlhamların geldiğinde sekip gitmemesi için onu güzelce misafir edersiniz ruhunuza yatak yorgan döşersiniz.
Son olarak sizin gibi bu işe gönül veren gençlere ne söylemek istersiniz?
Gençlere naçizane tavsiyem meslek fark etmez içinden geleni yapmalarının doğru olduğuna inanıyorum. Bu bir sanat dalıysa ona sabırla yürüsünler eğitim alsınlar güzel sanatlar liseleri, fakülteleri bu işleri öğrenebilecekleri kurumlardır. Selamlar…
ÖZEL HABER
04 Nisan 2022 - 16:00
Karamanlı heykeltıraş, çocukluğundan beri çamuru ve taşı sanata dönüştürüyor
Necati Şenok, 41 yaşında bir sanatçı. Küçük yaşlarda başlayan sanat aşkı hem bakış açısını hem de yaşam tarzını değiştirdi. Sanatçı olunur mu yoksa sanatçı doğulur mu? Soruna kendisinin doğuştan yeteneği olduğuna inananlardan birisi...
ÖZEL HABER
04 Nisan 2022 - 16:00
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir