İmaret Gazetesi’nin sorularını cevaplayan karaman Ziraat Odası Başkanı Mehmet Bayram, pandemi dönemi ve kuraklığın tarımı ne derece etkilendiğini ve İbrala Barajı’nın son durumunu değerlendirdi. İbrala Barajı'nın 2019 yılından beri bazı sıkıntılar yaşandığını belirten Bayram, "Barajın su toplama ile ilgili ciddi bir sıkıntısı var. 2022’de de devam edecek diye düşünüyorum" dedi.
Pandemi dönemi ve bu yıl yaşanan kuraklık tarım sektörünü nasıl ne derecede etkiledi?
Pandemi döneminde sokağa çıkma yasağından Karaman hiçbir zarar görmedi. Odamızın ve sayın valimizin yaptığı çalışmalarla tarım sektöründe çalışanları etkileyecek hamlede bulunmadı. Pandeminin ilk yıllarında başka şehirlerden mevsimlik tarım işçileri geldiğinde hiçbir sıkıntı yaşamadılar ve tarım işerini hiçbir şekilde aksatmadılar. Pandemiden Karaman şu şekilde etkilendi. Birincisi ürün arzı ile ilgili yani arz talep dengesi. Biliyorsunuz Pandemiden sonra dünyada bir şey çıktı. İnsanlar çok zenginliğe sahip olsa da hayatın 1 kilogram buğday ile 1 paket makarnadan olduğunu gördüler. Bu nedenle tüm dünya ülkelerinde gıdaya olan arz ve talep fazlalaştı. Piyasa şartlarında tüm dünyayı sarsan ekonomik sıkıntı ister istemez ülkemizi de sarstı.
Esnaflara baktığımız zaman tarım sektörü çok şanslı. Ama pandeminin ilk zamanı mart nisan ayında soğuk havada bulunan elmalarımız vardı. Soğuk havada kalan son dönemdeki elmalarımız 3 liradan başladı 5-6 liraya kadar satıldı. Bu yıl öyle bir avantaj görmedik. Elma sektöründe bu yıl bir kriz yaşadık. Birincisi sıkıntı, çalışan kesim Cumartesi ve pazar günleri sokağa çıkma yasağından dolayı pazara gidip alışveriş yapamadı. Bu nedenle elma satışları düştü. Kaliteli elmalarımızda ihracata gidenlerde bir sorun olmadı. 65-70 üstü elmalarımız çok güzel fiyatlarda satıldı.
İkincisi ise; Karaman’da soğuk havadan 2 liraya çıkan elma tüketicinin sofrasına en kötü 6-7 liraya geldi. Bu nedenle fiyatınyüksek olmasından dolayı elma bu yıl pandemiden en büyüketkilenen ürün oldu.
Türkiye’nin en büyük çözüm üretilmesi gereken sorunu şu: Tüketici ile üretici arasındaki fiyat 4 katına çıkıyor. Yani Karaman’da 2 liradan satışı yapılan elma tüketicinin sofrasına 4-5 katına geliyor.
Kuraklıkla ilgili ise; Bizim Konya Karaman her zaman yağışı az alır. Bu nedenle zaman zaman kuraklıktan en büyük darbeyi alıyoruz. 2016-2019’a kadar 4 yılda bereketli kışlarımız oldu. Fakat 2020’nin kış aylarında yağış oldu baharında ise kuraklık periyotuna girdi. 8-9 ay hiç yağış almadı. Arkasına 2021’de de böyle devam etti. Kuraklıktan dolayı Karaman’da ciddi sıkıntılar yaşadık. Karaman yer altı kuyularının çok olduğu bir yer. Aynı zamanda barajlar da var. Barajlarda doluluk oranı olmadı. Sadece Gödet Barajı’nda doluluk oranı var çünkü burada sulama sistemi yok. İbrala barajında ciddi sıkıntı yaşadık. En büyük etkilenen bölge oldu. O barajdan bitkisel üretim planı yapanlara “Barajda su yok ekim yapmayın” dedik. Üreticiler üretim yapmadı. Fakat o baraja güvenip 5-6 bin dekar alanda bahçe dikimi yapan üreticilerimiz var. Onların hesabı şu: Devlet sulama imkânı sunuyor burada bir yapılı baraj varher türlü ürünlerimizi sularız.
Bunun 4 bin dekarı geçmişte kendilerine ait olan bölgedeki kuyulardan dolayı sıkıntı yaşamadılar. Ama yaklaşık 2 bin dekarı özellikle Yeşildere Severek bölgesinde Ağılönü köyündeki bahçelerde sıkıntılar yaşandı. Onları da kısmi olarak komşularının kuyusu ile çözdük. Ağaçların kurumaması ile ilgili bir adım atamadık ama ağaçların büyük bir bölümünü kurtarmak için çalışmalar yaptık. Bu yıl için kurumasının önüne geçildi. Şu an o barajda su yok.
Karaman’da üretim sahalarına baktığımız zaman Karaman’a dışarıdan su gelmesi gerekiyor. Baraj ve sulama sahasının hızlı bir şekilde kanal eklerinin yapılması gerekiyor. Karaman ve Konya’nın sevdası olan KOP (Bağbaşı Barajı, Bozkır Barajı ve Avşar Barajı’nın) 3 noktanın birleştirip Mavi Tünel üzerinden Apa barajına ve Hotamış Havzasına su dökülmesi planlanıyor. Mavi Tünelden 125 km. beton kanalla Hotamış’da 412 milyon metreküp su toplanacak. Biz bunun heyecanını yaşıyoruz. Bizi sevindiren şu: 412 milyon metreküp su demek yaklaşık 300 bin dekar alanın sulanması demek.
Son yıllarda tarımsal girdi maliyetlerinin 2 kat artmasıyla çiftçi ekonomik olarak zor bir sürece girdi. Bu noktada herhangi bir proje ve destek var mıdır?
Tarımsal girdi maliyetlerinde korkunç bir artış var. Özellikle bu yıl gübrede büyük bir artış oldu. Önümüzdeki günlerde eylül ve ekim de yapılan hububat ekimlerinde bunu hissedeceğiz. Bugün DAP gübresinin tonu 6 buçuk lirayı gördü. Yüzde 150 civarında bir artış var. Çiftçimiz ekonomik olarak zor günlerden geçti ama devletimiz de destekleri artırarak iki katına çıkardı. Fakat yeterli olmuyor. Ama çiftçiyi destekleyecek gübre veya mazot desteği revize edilerek çiftçiyi ayakta tutacak hamleler yapmamız lazım. Biz üretmezsek Türkiye aç kalır.
7-8 senedir Bostanözü ve Bucakışla havzasının olduğu yere kooperatif kurmaya çalışıyoruz. Amacımız şu: O bölgede ciddi bir zeytin üretimi var ve o bölge kalkınmaya elverişli. İklim şartları çok güzel. Ben o bölgedeki zeytinlerin muttaki büyük firmaların eline geçmesini istemiyorum. Kooperatiflerin KDVve ÖTV muafiyetleri olur. O bölgede kooperatif kurabilirsek kendi zeytinyağımızı üretiriz. Zeytin, incir, antepfıstığı, üzüm, sumak üretimi yapılıyor. O kooperatifin üzerinden kalkınma kooperatifi kurarak çiftçiyi kazandırabiliriz. Muhtarlarla toplantı yaptık sıcak bakmıyorlar. Bana göre Kooperatiflerin devlet modeli olması lazım ki hayvancılık ve tarım sektörü kurtulsun.
Tüm çiftçiler odanızdaki ziraat mühendislerinden ücretli ya da ücretsiz yararlanabiliyor mu?
Bizim odamızın bünyesinde 6 tane ziraat mühendisi var. 3 tanesi iktisadi işletmemizde, 3 tanesi odamızda, bir tanesi ise yüksek ziraat mühendisi laboratuvarsorumlusu ve toprak analizi yapıyor. Devletin analiz desteğini kaldırmasından sonra kimse analize gelmedi. Vatandaş para almazsam analiz yaptırmam diyor. Toprak analizi yaptıran binde bir. Ziyaret etiğimiz köylerde çiftçilerin şikâyeti doğrultusunda hemen mühendislerimiz geliyor ve ücretsiz analiz yapıyor.
Geçen yıl alarm veren İbrala Barajı şu an ne durumda, o bölgedeki çiftçiler su sıkıntısı yaşıyorlar mı?
İbrala Barajı Türkiye’de ilkleri yaşayan bir baraj. 2011 yılında baraj kullanıma açıldı. Açıldıktan 7-8 yıl sonra özellikle 2019 tarım yılından itibaren barajla ilgili sıkıntıların ortaya çıktığı görüldü. 2020 yılından itibaren barajın tadilata alınması ve ilerde büyük tehlike olabileceği ile ilgili öngörüler olmuştu. Barajın 55-60 bin metreküp suyunu hızlı bir şekilde boşalttılar. Su boşa gitmedi yer altı sularına faydası oldu.
İbrala Barajı’na 2020 mart ve nisan ayında günlük 1 milyon 20 metreküp su girişi vardı. 45 gün kadar bu miktarda su girişi sürdü. Bu neredeyse 45-50 milyon metreküp suyun birikmesi demek.
Fakat bu yıl 500 bin tonu hiç geçmedi su. En iyi olduğu zamanlar birkaç gün 500 bin ton giriş oldu daha sonra 10 bine kadar düştü. Şu anda bakıldığında önümüzdeki yıllarda su sıkıntısı olacağını görülmekte. Bu barajın birde ortağı var. Karaman Belediyesi 2020’den beri içme suyunu ortak kullanıyor. Bundan sonra barajda biriken suyun yüzde 33’ü belediyenin, yüzde 33’ü barajı koruma, yüzde 33’ü ise” tarımsal sulama için kullanılacak. Kışla aylarında kar yağarsa ve su artarsa tarımsal faaliyet yapılabilir. Ama bu yıl kışımız iyi olursa anca açığı kapatırız diye düşünüyorum. İbrala barajının su toplama ile ilgili ciddi bir sıkıntısı var. 2022’de de devam edecek diye düşünüyorum.
Tarim bakani gecenlerde cok guzel birsey soyledi;(suya mucevher gibi davranin), Gercekten zor zamanlardan geciyoruz, cok su isteyen bitki ekiminden vazgecmeliyiz ,suyu tasarruflu kullanmaliyiz.Bir yudum suya muhtac olmadan...
Bir hafta olmadı acaba bu yaptığınız açıklamayı cuma günü gelen tarım bakanına ilettinizmi