
Yunus Emre’nin “Divan”ının yaklaşık 700 senelik en eski “Karaman Nüshası”nın müzayede ile satışa sunulması tartışma meydana getirdi.Yıllardır bir ailede olan eserin, Phebus Müzayede tarafından 24 Kasım’da yapılacak açık artırma ile Türkiye’deki yeni sahibine geçmesi planlanıyor. Eşsiz kitap için 50 bin dolar başlangıç fiyatı veriliyor. Ancak bazı akademisyenler eserin zamanında Kirişçioğlu Şeyhi Bekir Efendi’nin uhdesindeki bir “vakıf malı” olduğunu iddia ederek Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın satışa el koyması gerektiğini savunuyor.O isimlerden olan Prof. Dr. Mustafa Tatçı, gazetemize konuşarak ailenin eseri Şeyh Bekir Efendi’den emanet aldığını ancak ölümü üzerine geri vermediğini iddia ediyor.Azmi Avcıoğlu’nun 1940’ta Konya dergisinde yazdığı makalenin bu hadisenin delili olduğunu savunan Tatçı “Avcıoğlu, şeyhin eseri aileye emanet ettiğini ama vefat edince onlarda kaldığını yazıyor. Aileye düşen görev nüshayı Millet Kütüphanesi gibi bir kuruma iade etmektir” diyor. Tatçı, eserin vatandaşlarca yeterince iyi korunamayacağını, devlet elinde ise bunun mümkün olduğunu ifade ediyor.Tarihte Türkiye’deki kütüphanelerden birçok yazma eserin yurt dışına kaçırıldığını söyleyen Prof. Tatçı, “Türkiye’deki birçok kütüphaneden yazma eserlerin özellikli olanları tarihte yurt dışına satılmıştır. Bunların tespit edilip nerelerde satıldığı ortaya çıkarılmalı ve peşine düşülmelidir. Mesela Venedik kütüphanesinde onlarca yazma eserimiz var” şeklinde konuşuyor.
(Prof. Dr. Mustafa Tatçı)

DEVLET YETKİLİLERİ ESERİ BİZDEN İSTEDİ
Ancak gazetemize açıklama yapan Phebus Müzayede’nin yöneticisi Şükrü Oral ise iddiaları reddederek nüshanın başkasına ait olduğuna dair bir delil bulunmadığını savunuyor.Oral “Esere senelerdir sahip çıkan bir aile var ve bizim aracılığımızla nüshayı satmak istiyorlar. Satıcı aile, eserin yüz yıldan fazla bir zamandır ellerinde olduğunu söylüyor. İddia edildiği gibi eserin çalıntı olduğuna dair hukuki bir delil de yok. Bir başkası kendisine ait olduğunu iddia ediyorsa bunu ispatla yükümlüdür. Hoca’nın (Mustafa Tatcı) iddia ettiği gibi eser, bir yere aitse dava açmaları lazım. Hâlihazırda bize açılmış bir dava yok. Fakat bazı devlet yetkilileri ise gayriresmî kanallardan bize ulaşıp eserin müzayededen çekilmesini istediler. Biz bunu doğru bulmuyoruz. Durum ‘Dreyfus Davası’na döndü. Müzayede İngiltere’de olsa böyle bir durum olmayacaktı” diyor.